TUTUKLANAN SANIKLAR, 'KOLON KESMEDİK' DİYEREK KENDİLERİNİ SAVUNDUKahramanmaraş'ta depremde yıkılarak 35 kişinin öldüğü Ezgi Apartmanı’nın zemin katındaki pastanede kolon kestikleri iddiasıyla ‘Olası kastla kasten öldürme ve yaralama suçundan’ 876 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle yargılanan ve 703 gündür firari olan Sami Kervancıoğlu ile Mustafa Pekel, Ankara’da saklandıkları villada polisin operasyonuyla yakalandı. Kahramanmaraş’a getirilen ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan sanıklardan Sami Kervancıoğlu, suçlamaları reddederek, “Orada 9 tane daire kendime ait, altta da işyerim var. Ben bu kadar ahmak bir insan değilim, oturduğum yerin kolonunu neden keseyim?” dedi.6 Şubat depremlerinde yıkılan ve depremin simge isimlerinden olan Ezgi Apartmanı’nın firari sanıkları Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığı, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na 5 Ağustos’ta yazdığı yazıda sanıkların yasa dışı yollarla yurt dışına çıktıklarının değerlendirildiğini belirtmişti. Başsavcılık bu yazıyı 6 Ağustos’ta davanın görüldüğü Kahramanmaraş 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderirken, dosyada yeni bir gelişme daha yaşandı ve firari sanıklar yakalandı.703 gündür haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunan Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in Ankara’nın Etimesgut ilçesinde olduğu bilgisi üzerine Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’nden bir ekip Ankara’ya gitti. Firarilerin saklandığı villayı tespit eden ekip, zili çaldığında kapıyı Mustafa Pekel açtı ve polislerin sorusu üzerine Pekel, Sami Kervancıoğlu’nun da villada olduğunu söyledi.Polis, her iki sanığı da gözaltına alarak Kahramanmaraş’a getirdi. Sanıklar, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilerek yargılandıkları Kahramanmaraş 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı.KERVANCIOĞLU: RAPOLAR GERÇEKLERİ ANLATIYOR‘Olası kastla kasten öldürme ve yaralama suçundan’ 876 yıl 6’şar aya kadar hapisle sanıklardan ilk olarak Sami Kervancıoğlu’nun savunması alındı. Kervancıoğlu savunmasında, Kervan Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, Kervan Pastanesi ve Alpedo olarak Türkiye genelinde geniş bir ağa sahip olduklarını ve bu nedenle de ayın 25 gününü il dışında geçirdiğini söyledi. Geriye kalan 5 günde de fabrikada ve şubelerindeki çalışanlarla bir araya geldiğini ifade eden Kervancıoğlu, kendisini söyle savundu:“Yani tadilatlarla ilgili bir bilgim yoktur. Zaten iki tane raporumuz çıktı, bir tanesi İstanbul Teknik Üniversitesi’nden diğer ODTÜ’den. Raporlar da her şeyi ifade ediyor. ODTÜ’den gelen 352 sayfalık raporda bütün her şeyi orada anlatıyor. Raporlar gerçekleri anlatıyor. Şirketimizde 350 çalışanımız var bizim. Bununla ilgili Ertan Danacı arkadaşımıza orada yapılacak tadilatlarla ilgili yetki veriyoruz. O arkadaşımız da aldığı yetkinin karşılığında orayı yapıyor. İnşaat işinden anlamam ben. Mustafa Pekel Kahramanmaraş’ta sürekli olduğu için Mustafa bey onunla devamlı toplantı yapıyor. Burada ne Mustafa bey sorumlu ne de ben sorumluyum. Yapılacak tadilatları bize gösteriyor, gösterdiği dekorasyon eğer uygunsa uygunluğunu veriyoruz. Zaten orada da yapılacak işlerin her şeyi belli zaten. Son gelen raporda da yapılanlar apaçık ortada zaten. Ertan bey, Mustafa Bey ile istişare halinde oluyor, oturup bir karar veriyorlar ve o karar üzerinden devam ediyorlar.”‘OTURDUĞUM YERİN KOLONUNU NEDEN KESEYİM?’Müşteki avukatlarının deprem öncesinde bina yönetiminin ‘Kervan kolon kesti can güvenliğimiz tehlikede’ şeklinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bir başvurusu olduğunu ve bu başvurudan haberi olup olmadığının sorulması üzerine Kervancıoğlu, “Orada 9 tane daire kendime ait, altta da iş yerim var. Ben bu kadar ahmak bir insan değilim, oturduğum yerin kolonunu neden keseyim? Bunlar sosyal medyanın işleri. Kolon kestiysem var mı bir ispatı. En sonra siz söylediniz mahkeme başkanına, biz raporu ODTÜ’den rapor istiyoruz dediniz. Sizin dediğiniz yere gitti, ben göndermedim ki. Oradan gelen 354 sayfalık raporda bunların hepsini açıklıyor ve açık ve net bir şekilde yazıyor. Ben yazmadım ki. Ben bu başvuruyu depremden sonra öğrendim” dedi.PEKEL: KOLON KESİLDİ İDDİASINI KABUL ETMİYORUM Mustafa Pekel ise savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Pekel, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Kolon kesti iddiası şu şekilde. Biz bu işi Ertan Danacı’ya verdik. Dekorasyonu çıkarırız ve dekorasyonda binanın yapısal değişikliğini değiştirecek bir şey yapılmaz. Yaptığımız işler seramik değişimi, tezgah değişimi gibi işlerdir. Orada farklı yaptığımız şey asansör ama kolon kesildi iddiasını kabul etmiyorum” dedi. Müşteki avukatlarının kapıcı dairesini pastaneye katıp katmadıkları ve imar barışı kapsamında alınan yapı kayıt belgesinin neden alındığı sorularına üzerine Pekel, “Dekorasyondan sonra işletmenin önüne tente çıkarmıştık ve belediyenin talebi üzerine yapı kayıt kullanım belgesi aldık. Kapıcı dairesini dükkana kattık. Kazan dairesinde herhangi bir işlem yapılmadı. Kazan dairesinde herhangi bir işlem yapılmamıştır Ertan Danacı tarafından. Kazan dairesinin baca çıkışını Kervan neden yapsın, Kervan’ın kendisi bacası yani ekstra neden 3-5 baca kullansın” diye konuştu.SANIK AVUKATI ÇAKAR: PAZARTESİ GÜNÜ BAŞSAVCIMIZIN YANINDAYDIM, ‘BİZ GELMEK İSTİYORUZ’ DİYE BEN GİTTİM YANINA Sanıkların avukatları ise Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in suçlu olduklarına dair somut bir delilin olmadığını ve bu nedenle tutuksuz yargılanmaları gerektiğini belirtti. Avukatlardan Mesut Çakar, dosyada 3 bilirkişi raporunun olduğunu, soruşturma aşamasında alınan KTÜ’nün raporunun içeriğinde dahi merdiven direğinin kolon olmadığı, statik hesap tablosunda olmadığı, yıkıma herhangi bir etkisinin olduğuna dair en ufak bir beyan olmadığını belirten Çakar, şunları söyledi:“Sadece belediyeden tadilat ruhsatı alınmadığı için asli kusur verilmiş. Yani idari bir işlemden dolayı taraflara bir asli kusur verilmesi ve sosyal medyanın etkisiyle de şu anki mevcut duruma gelmiş oluyor. İstanbul Üniversitesinden gelen raporda da binanın statik bir hatasının olduğunu ve bu hatanın binanın yıkımına sebebiyet verdiği belirtildi. Bu aynı sebep KTÜ’deki raporun içeriğinde de aynı. En son ODTÜ’den rapor geldi ve o raporda deprem dosyaları içerisinde gördüğüm en kapsamlı rapor. O raporda da bu binanın statikten dolayı yıkıldığı yazıyor. Ama mahkemenin sorularına cevap vermek için de iyileştirilmiş bir simülasyon yapıyor. Yani simülasyondaki amaç bina şayet o statik proje doğru yapılmış olsaydı tadilatlar etki eder miydi? Statik projesi doğru yapılsa dahi Kervan Pastanesi’nde yapıldığı iddia edilen tadilatların yıkıma hiçbir etkisi yok. Bu binanın yıkım ana sebebi statik projeden kaynaklı, 3 raporun ortak noktası da bu. Fakat sosyal medyada öyle bir algı oluşturuldu ki başından beri ‘Kervan Pastanesi kolon kesti, kolondan yıkıldı’ diye Biz susunca suçlu gibi göründük. Ben pazartesi günü başsavcımızın yanındaydım, ‘Biz gelmek istiyoruz’ diye ben gittim yanına. Mimarımız tamamen sosyal medyanın etkisiyle açılmış bir davayla iç mimar tutuklanınca doğal olarak haksız bir işlem yapılacağı için müvekkillerim korktuklarından dolayı bugüne kadar gelmedi. Ama artık her raporda suçsuz olduğumuz ortaya çıktığı için geldiler.”SANIĞIN DAMADINDAN MAHKEME BAŞKANINA: ALLAH RIZASI İÇİN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUNAynı zamanda Sami Kervancıoğlu’nun damadı olan Avukat Mesut Çakar, müvekkillerinin en başından beri sosyal medyayla yargılandığını öne sürerek, “Duruşmadayken daha twitler atılmaya başlıyor. Firariler suçlu pozisyonuna geçiyor. Ceza kanununda böyle bir şey yok. İnsan firari diye suçlu ilan edilemez. Dosya kapsamında da, iddia edilen eylemleri yaptıklarını kabul etsek dahi yıkıma sebebiyet verecek ortada herhangi bir şey yok. Sayın başkanım siz dosyaya geçici olarak bakıyorsunuz ama rica ediyorum, Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyarak ne hissediyorsanız önünüzdeki raporlara bakarak karar vermenizi talep ediyorum. Ev hapsi de dahil biz tüm şartları kabul ediyoruz. Biz en başından beri söylüyoruz, suçumuz varsa cezamızı çekmeye razıyız ama suçumuz yoksa da kimseye yargısız infaz yapılmasın. Sosyal medya ile adalet yürütülemez” dedi.BİRİCİK: SANIKLAR TUTUKLU YARGILANSIN Müşteki avukatları ise sanık avukatlarının tutuksuz yargılanma taleplerinin reddedilmesini, sanıkların yaklaşık 2 yıldır firari olduğunu ve polisler tarafından yakalandığını, bu nedenle tekrar kaçabileceklerini söyledi. Avukatlardan Uğur Biricik, davada toplam 3 rapor olduğunu ve ilk raporda sanıklara asli kusur verildiğini belirterek, “Yargılama safhasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden rapor alındı. Bu rapor sanık müdafileri tarafından sanıklar lehine bir delil olarak değerlendirilse de bizler raporun aslında baştan sakat olduğunu belirtmiştik. Zira 92 senesinde yapımına başlanan bir binanın 2018 deprem yönetmeliğine göre hesaplamaları ve incelemeleri yapılmış, dolayısıyla raporun baştan sakat olduğunu ve herhangi bir geçerliliği olmadığını, yargılama sırasında hükme esas alınamayacağını ifade etmiştik. Buna istinaden dosya ODTÜ’ye gitti ve oradan gelen raporda da Prof. Dr. Can Balkaya diğer heyet üyeleriyle aynı fikirde olmadığını belirterek muhalefet şerhi koymuştur. Yani dosyada çelişkiler giderilememiştir. Dosyadaki mevcut delil durumu göz önünde bulundurarak sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep ediyoruz” dedi.TUTUKLANDILARSavunmaların ardından mahkeme heyeti, Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in tutuklanmalarına karar verdi.1’İ FİRARİ 11 KİŞİ YARGILANIYORKahramanmaraş 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada 23 Haziran'da tahliye edilen ancak itiraz üzerine yakalama kararı çıkarılmasına rağmen bulunmayan pastanenin iç mekan tasarımcısı firari Ertan Danacı (53) ile pastane işletmecileri tutuklu Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel 'Olası kastla kasten öldürme ve yaralama' suçundan 876'şar yıl 6'şar aya kadar, fenni mesul Mehmet Tekin (61) ise 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Dönemin Kahramanmaraş Belediyesi görevlileri olan eski İmar İşleri Müdürü Fahri Yiğitoğlu (47), mimar Veli Çiftaslan (71), mimar Mehmet Dişçeken (57), Onikişubat Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü vekili Sait Avşar (38), inşaat mühendisi Ali Gemci (47), inşaat teknikeri Mehmet Akif Canlı (31) ile makine mühendisi Mustafa Şirikçi'nin (40) ise 'Taksirle birden fazla yaşta ve dünyada neden olma suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.